Ali Alper ORKUN / Denetim Haftası Konuşması
Geçmişi Osmanlı İmparatorluğuna dayanan Teftiş Kurulları, devlet tüzel kişiliğinin topluma sunduğu hizmetleri gerçekleştiren Bakanlıklar ve bağlı birimlerin, kurumsallaşmasını tesis etmede, başat rol üstlenmiş, kendi geleneklerini oluşturmuş, yazılı düzenlemelerin yanında bu geleneklerinide yaşatarak, işe alma, yetiştirme ve terfi gibi iş ve işlemleri, sınav ve objektif kriterlerle ve ‘‘liyakat’’ esasına göre gerçekleştirme hususlarına öncülük etmiştir.
Teftiş kurulları mensupları, işin doğası gereği, ülkenin her bölgesinde, rehberlik, teftiş, inceleme ve soruşturma yapmaktadır. Bu yönüyle de kamu yönetimini ve görev yaptıkları kurumları tanımaları, analiz etmeleri, problemleri ve ihtiyaçları da mahallinde tespit etme şansını yakalayarak, bilgi birikimi ve tecrübeye sahip olmaları nedeniyle, uzun yıllar boyunca görev yaptıkları Kurumun ‘‘yönetici okulu’’ olarak da görülmüşlerdir.
Yeryüzünde, hangi kıtada, hangi ülkenin kamu yönetimi modeli incelenirse incelen¬sin, kamu denetimine sahip olmayan her¬hangi bir yönetim sistemine rastlamak imkânsızdır. Ülkemizde, kamu denetimi alanında son dönemde yaşanan ve toplumu derinden etkileyen tartışmaların ışığında; Kamu Denetim Birimlerinin, etkisizleştirilmesinin, vahim sonuçları ile karşı karşıya kalıyoruz.
Zamanın ruhunun; Kamu Denetim Kurullarının, yeni bir anlayışla, içinde bulunduğu sorunların telafisi; tarafsızlığının, bağımsızlığının güçlendirilmesi ve objektif çalışma ortamının sağlanmasını gerektirdiği, açıktır.
Bu nedenle, Kamu Teftiş ve Denetim Birimleri mensuplarının, çatı sivil toplum kuruluşu niteliğinde bulunan Devlet Denetim Elemanları Derneğimiz ve paydaşlarımız olan denetim derneklerimiz ile Kamu Denetim sistemimizin yeniden inşası konusunda, manifesto niteliğindeki önerilerimizi,7 madde halinde kamuoyumuzla paylaşma ihtiyacını duymaktayız.
BİZLER DİYORUZ Kİ;
1-Kamu harcamaları ve denetimi konusunda uzmanlığı tartışmasız nitelikte olan kamu denetim kurullarının, kılı kırk yaran, soğukkanlı ve tarafsız yaklaşımı, perde gerisinde bırakılınca; kolluk kuvvetlerinin, sadece iletişimi dinleme yöntemiyle kurguladığı operasyon zihniyetinin, ülkemizde vahim sonuçları görülmüştür.
Bu cümleden hareketle; Bakanlıkların ve Genel Müdürlük denetim elemanlarının mesleki faaliyetlerini yürütürken, tarafsız ve bağımsız şekilde görevlerini yerine getirmelerini sağlamak üzere, çağdaş dünya uygulamaları dikkate alınarak Anayasal ve yasal güvence sağlanmalı, Türk denetim Kanunu acilen hayata geçirilmelidir.
Denetim birimlerinin ortak etik il¬kelerinin, raporlama standartlarının, olaylara yaklaşımlarının, doğru ve yanlış algılamalarının, aynı düzleme oturtulacağı bir hukuksal zemin böylece oluşturulmalı, Denetim elemanlarının işe alınma, atanma, görev yetki ve sorumlulukları, kariyer yapıları, teftiş birimlerinin objektif çalışma usul ve esasları, inceleme, soruşturma ve teftiş faaliyetlerinde eşit muamelede bulunulmasını sağlayacak net ve açık hükümler bu yasada yer almalıdır.
2-Son yıllarda bazı bakanlıklarda teftiş birimlerinin, oluşturulan mevzuatla Bürokratik üst yöneticiye bağlı hale getirildiği ve mesleğe kariyer sistem dışında katılımların mümkün hale getirildiği, izlenmektedir. Bürokratik üst yöneticiye bağlı sis-temlerin mahsurları ve zafiyetleri açık olduğundan, denetim elemanlarının daha bağımsız ve tarafsız çalışabilmeleri için, teftiş birimlerinin, ilk planda doğrudan temsili demokrasinin temsilcisi Bakana bağlanması sağlanmalı, ikinci planda meslek güvencesi ve fonksiyonel bağımsızlığın sağlanabilmesi için denetim raporlarının, Millet iradesinin temsilcisi T.B.M.M. nede sunulacağı bir sistem önerisi tartışılmalıdır. Mesleğe paraşüt sistemi ile girişler engellenmelidir.
3- Denetim birimleri arasında koor¬dinasyonu ve uyumu sağlamak ve mesleki standartları tespit et¬mek üzere oluşturulacak Denetim Üst Kurulu ile denetim birimlerinin gelişimlerine yönelik tedbir ve uygula¬malar, planlanabilmelidir.
Denetim birimleri, kendi başarı performanslarını ölçecek değerlendirme kriterlerine bağlı hale getirilmeli, Diğer kurumları ölçmeye, başarı ve başarısızlıklarını değerlendirmeye çalışan Denetim birimlerinin, kendi başarı ve başarısızlıklarını ölçme ve değerlendirmeleri ve buna göre gerekli düzenlemeleri gerçekleştirmeleri mut¬laka sağlanmalıdır.
Denetim elemanlarının unvanları arasındaki farklılıkların giderilmesi ve 6223 sayılı Yetki Kanununda ulaşılmak istenen amaçlar doğrultusunda, yeniden düzenleme yapılarak, mesle¬ki kurumsal kültür, muhafaza edilme¬lidir.
4-Denetim elemanlarının en iyi şekilde yetiştirilmelerini ve hizmet içi eğitimlerini en iyi şekilde almalarını sağlamak üzere, Denetim Üst Ku¬ruluna, bağlı Teftiş Akademisi oluşturulmalıdır.
5- Çağdaş ve başarılı bir kamu yönetiminin inşası için, öncelikle kamu denetim sistemimiz, kurumsal yapısı korunarak yeniden inşa edilmeli, Kamu yönetiminde saydamlığın hayata geçirilmesi, sivil toplumun katılımının güçlendirilmesi, rekabetçi ve adil bir özel sektör yapısının oluşturulması, Hesap verme sorumluluğunun yönetim anlayışına yerleştirilmesi, Kamu çalışanlarının mali durumlarının iyileştirilmesi, Yolsuzlukla mücadele için kurumsal yapıların oluşturulması, Örgütsel denetimin etkililiğinin artırılması, Adalet duygusu ve hukukun üstünlüğü anlayışının yerleştirilmesi, Medya ve sivil toplum örgütlerinin sağlıklı işleyişinin sağlanması, Vatandaşların kamu denetimine karşı duyarlılığının artırılması sağlanmalıdır.
Bu hedeflere ulaşılması konusunda; 30 Nisan 2016 tarihli ve 2016/10 sayılı “Saydamlığın Arttırılması” konulu, Başbakanlık Genelgesi’nde yer alan eylem planının, 7. Maddesinde bulunan “Denetim birimlerinin kapasitesinin güçlendirilmesi ve bu birimler arasında etkin işbirliği ve koordinasyonun sağlanması suretiyle yolsuzluğa açık risk alanlarının belirlenerek gerekli tedbirlerin alınması,, yaklaşımını son derece olumlu bir gelişme olarak takdirle karşılamaktayız.
6- Meslek taassubuna kapılmayan, kendisini de eleştirmekten ve ölçme¬kten kaçınmayan bir kamu denetimi sisteminin ürettiği, denetim ve ölçme değerlendirme rapor ve faaliyetlerinin, belli bir sistem dahilinde ( kişi hakları ve devlet sırları korunarak) kamuoyu ile şeffaf ve açık şekilde paylaşılacağı bir sistemin kurulması, Türk kamu deneti¬minin tıkanan damarlarını açacaktır. Derneğimiz, Dernekler daire başkanlığı desteğiyle başlattığı ve bitirmek üzere olduğu ‘‘tozlu raflardan kamuoyunu aydınlatmaya giden yolda kamu denetimi projesi’’ ile bu konuda uygulanabilir bir model önerisini sunacaktır.
Yansıda ana başlıklarıyla belirttiğimiz üzere; yaklaşık 20.000 meslektaşımızın, yılda ortalama 20 rapor ürettiği varsayılarak ortaya çıkan 400.000 raporun sadece önemsiz bir yüzdesinin kamuoyu ile paylaşıldığı bir gerçektir.
Önerimizin hayata geçmesi halinde; Kamuoyu denetimine kendisini de açan denetim sistemi, içinde bulunduğu umutsuzluk ve etki¬sizlik girdabından çıkarak daha yüksek kalitede ürün ortaya koy¬ma arayışı içine girecektir. Kapalı kapılar arkasında yaşamını daha fazla sürdüremeyeceğini ve siyasi erki yanlış yönlendiremeyeceğini an-layacak olan bürokrasi asli görevine dönerek, demokrasilerde bulunması gerektiği çizgiye oturacaktır. Ka¬muoyunun doğrulara daha hızlı ulaşabildiğini gören siyaset kurumu ise kendisini, hesap verebilir yönetim anlayışını desteklemek zorunda his¬sedecektir.
7- Günümüz koşullarında denetim hizmetlerinde çalışan meslektaşlarımızın motivasyonlarının yük¬sek tutulması, çalışma koşul ve şartlarının özendirici tutulmasıyla doğrudan orantılıdır.
Sizlere kısaca özlük haklarımızla ilgili birkaç slayt göstererek, konuyu takdirlerinize sunmak istiyorum.
11.10.2011 tarihli ve 666 Sayılı Kanun Hükmüne Kararname ile eşit işe eşit ücret verilmesi amacıyla yapılan düzenleme kapsamında; denetim elemanları bakımından maddi anlamda kısmi iyileştirme yapıldığı; ancak bahse konu Kararname ile yapılan düzenleme neticesinde; denetim mesleği mensuplarının, mali haklar açısından Kararname öncesinde emsal alınan unvanlara göre geriye düşürüldüğü; Bakanlık uzmanları ile aynı kategoride değerlendirildiği görülmektedir.
666 Sayılı KHK öncesinde denetim elemanları daire başkanlarından yüksek (daire başkanı ile genel müdür yardımcısı arasında bir düzeyde) mali haklara sahip iken, KHK ile mevcut durumun gerisine düşürülerek, Bakanlık uzmanları düzeyine indirgenmiştir. Denetim elamanlarını uzmanlarla aynı düzeyde değerlendirmek, görevin niteliği, çalışma zamanının büyük bölümünün ikametgâh dışında geçirilmesi, üstlenilen sorumluluklar ve riskler göz önüne alındığında, rasyonel bir yaklaşım olmadığı gibi, adil de değildir.
Gelinen aşamada; müfettişlik mesleğinin, onur verici ve prestij sağlayan imajının, müfettişlerin özlük haklarındaki ciddi gerilemeye bağlı olarak büyük ölçüde sarsıldığını dile getirmek yanlış olmayacaktır.
Devletimizden talebimiz, özü itibarı ile maddi değil manevidir. Devletimizin, kendi evlatlarına sahip çıkması ve uygun göreceği özlük hakları ve statü ile kamu denetim mesleği mensuplarına iadeyi itibarın sağlanmasını içermektedir. Bu amaca yönelik olarak, Kamu denetim elemanlarının, mali ve sosyal haklarının güvence altına alınması için “Denetim Hizmetleri Sınıfı” oluşturularak, özlük hakları ve mesleki güvencelerinin yargı mensupları baz alınarak düzen¬lenmesi mutlaka sağlanmalıdır. Bu düzenlemeleri takiben meslek mensuplarımızın görevde iken tam bağımsız ve kaygı duymadan görev yapabilmelerini sağlamak üzere, harcırah ve yolluk miktarları, yeniden düzenlenmeli, ve temsil niteliğine yakışır hale getirilmeli, mensuplarımız bu tip sorunlarla ilgilenmek zorunda kalmadan görev yapabilmelidir.
Değerli hazirun;
BİZLER, Kamu Denetimi camiasına sınırsız şekilde negatif bakan anlayışlar ile sınırsız derecede pozitif bakan anlayışlar arasında, analitik düşüncenin, insaflı ve objektif bakış açısının izlerini sürmeye çalışmaktayız.
Türk Kamu Denetim sistemine dair, etkinlik ve etkililik arayışlarında, mevcut sistem dahilinde devam edilerek, ayrıntıcı ve verimsiz labirentlerde boğulmak yerine, gereksiz ağırlıklarından kurtulmuş ancak, hız ve etkinlik kazanmış, hedefe kilitlenmiş, bir sisteme geçişi savunuyoruz.
Her şeyi kontrol etme fetişizminin şehvetinden sıyrılarak, öncelikle en vahim hataların işlenmesini engellemek ve en önemli değerlerin kaybolmasına engel olmak yaklaşımının, bizi sonuca götürebileceğini öngörmekteyiz.
Etkin ve verimli bir denetim sistemine geçiş, yalnızca denetim elemanlarının mesleki meselesi değil, Türk Demokrasisinin ve insanlarımızın refahını ilgilendiren önemli bir mahiyet arz etmektedir.
Devletimizin son yıllarda, terör örgütleri ve paralel devlet yapıları ile verdiği istiklal mücadelesinin idraki içerisindeyiz. Demokratik sistem dahilinde seçilerek, ülkeyi yönetmeye hak kazanan, legal devlet birimleri dışında; kamusal görevlerimizle ilgili olarak, hiçbir topluluk, örgüt, cemaat ve cemiyetten emir ve tavsiye asla almayız, almayacağız. Devletimizin ve milletimizin verdiği bu mücadelede, canımızla kanımızla varız ve var olmaya devam edeceğiz.
Sonuç olarak; idealist ve fedakar insanların oluşturduğu mensuplarımızın amacı, yeni bir bürokratik hegemonya oluşturmak değil, Türk Kamu Yönetimini, sanal dünyasından çıkartıp küresel düzeyde gerçekler dünyasının, başarılı bir aktörü haline getirme mücadelesinde katkı sunabilmektir.
Selam olsun bu yolda birlikte olduğumuz dostlara,
Selam olsun milletinin değerlerini her türlü kişisel çıkarlarının üstünde tutan meslektaşlarımıza,
Selam olsun, ülkenin dört bir yanında vazife şuuruyla, evlerinden uzak görev yaparken onları özlem ve muhabbetle bekleyen, mensuplarımızın vefakar eş ve çocuklarına….
Diyor, etkinliğimizde emeği geçen tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.