logo

Şafak BAŞA / Teftiş ve Denetime Atatürk’ün Verdiği Önem

Bu günlerde devlet denetim eleman­larını en çok meşgul eden konu hiç şüphesiz müfettişlik mesleğinin gele­cekte hangi şekli alacağına ilişkindir. Bir çok bakanlıkta teftiş kurullarıyla ilgili deşiklikler olmakta, bazı denetim birimleri kaldırılmak­ta ya da birleştirilmektedir. Bu konuda yapı­lan tartışmalar teftiş kurullarının gerekliliği noktasına odaklanmakta, artık teftiş kurul­larına gerek duyulmadığına ilişkin görüşler ileri sürülmektedir.

Teftiş kurullarının gerekliliğiyle ilgili tar­tışmalara tarihten bir pencere açarak katıl­mak istiyorum. Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Meclis Başkanı sıfatıyla 1 Mart 1923 tarihin­de yaptığı “Türkiye Büyük Millet Meclisinin Birinci Dönem Dördüncü Yasama Yılını Açış Nutku” teftiş kurullarının önemi açısından tarihi bir belge olarak karşımızda durmak­tadır.

Mustafa Kemal Paşa, konuşmasının “içişleri durumumuz” ile ilgili bölümünde Mülkiye Teftiş Kuruluna’da yer vermiş ve denetimin gerekliliği noktai nazarından çok anlamlı değerlendirmelerde bulunmuştur;

“…Güvenlik ve asayişin sağlanmasından sonra İçişleri Bakanlığının en çok önem ver­diği sorun, memurların yürürlükteki kanun hükümlerini iyi uygulamalarını sağlamaktı. Doğrusu 1921 yılında İçişleri Teftiş Heyeti­nin kaldırılması dolayısıyla denetimsiz ka­lan işler ve işlemlerde düzensizlik ve yer yer şikayetler yapılmıştır.Yapılan teklif üze­rine teftiş kurulunun yeniden kurulmasını Yüce Meclis uygun görmüş ve müfettişlerin bir kısmı 1922 mayısında, geri kalan kısmı da daha sonraki tarihlerde göreve başlamış olmalarına rağmen 94 memur hakkında so­ruşturma yapmış ve tamamlamıştır. Bu so­ruşturmaların kanuni sonucu olarak, 3 mu­tasarrıf, 5 kaymakam, 2 yazı işleri müdürü, 2 komiser görevden alınmış ve 3 memur 1 jandarma yüzbaşısına işten el çektirilmiş, 85 memur hakkında da soruşturma yapıl­mıştır. Teftiş Kurulu bu süre içinde 3 nahi­ye, 63 özel idare, 38 hapishane, 48 jandar­ma, 28 polis, 48 nüfus, 48 idare meclisi, 55 belediye ve 32 yazı işleri kalemi, toplam 363 daireyi ve Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlı­ğının gerekli görmesi üzerinde de 15 Kızılay şubesini denetlemiş ve bu denetimin gereği yapılmıştır. Teftiş Kurulunun bu ilk dönem­le ilgili çalışmaları, işlemlerin düzeltilme­sine ve memuriyette görev duygusunun artmasına yaramıştır. Bu yıl kadrosunun kabul edilmesinden sonra tam kadro ile ve zamanında işe başlayacak olan teftiş kurulu içişleri hizmetlerinin düzelmesini sağlaya­cak bir kuruluş olacaktır…Her yönetimde olduğu gibi, jandarmada görev ve işlemlerin denetlenmesi ve bu denetimin iyi bir şekilde yapılması için yetenekli elemanlardan se­çilerek müfettişlerle sağlanması gerekti­ğinden 1923 bütçesine müfettişler ödeneği eklenmiştir.”

Bu önemli konuşmadan teftiş ve deneti­me ilişkin bazı sonuçlar çıkarılabilir;

1) Mustafa Kemal ATATÜRK, güvenlik ve asayişin sağlanmasından sonra İçişleri Ba­kanlığının “en çok önem verdiği” sorunun, “memurların yürürlükteki kanun hükümle­rini iyi uygulamalarını sağlamak” olduğunun altını çizmektedir. Bunu yapacak olan ise hiç kuşkusuz teftiş kurulu olacaktır.

2) 1921 yılında İçişleri Teftiş Heyetinin kaldırılması dolayısıyla iş ve işlemler de­netimsiz kalmış ve bu durum uygulamada düzensizlik yaratmış ve sonuçta şikayetlere yol açmıştır. Bunun üzerine teftiş kurulunun tekrar oluşturulması zorunda kalınmıştır. Demek ki teftiş kurulunun kaldırılmasının en önemli sonucu “iş ve işlemlerde düzen­sizliğe” ve sonuçta da “şikayetlere” neden olmaktadır. Bu durum tarihsel olarak tecrü­be edilmiş ve mülkiye teftiş kurulunun kaldı­rılması hatasından ilk fırsatta dönülmüştür.

3)Teftiş Kurulunun çalışmalarıın iki önemli yararı bulunmaktadır. Birincisi “işlemlerin düzeltilmesi”, ikincisi de “memuriyette görev duygusunun artması”dır. Dolayısıyla teftiş kurullarının çalışmalarının sadece düzeltici bir etkisi bulunmamakta,memuriyette görev duygusunun artması gibi ölçülmesi zor ancak kamu hizmetlerinin niteliği açısından önemli olan psikolojik etkisi de olmaktadır.

4) Tam kadro ile ve zamanında işe başla­yacak olan teftiş kurulu hizmetlerin düzel­mesini sağlayacak bir kuruluş olacaktır. Do­layısıyla hizmetlerin düzeltilmesi isteniyorsa teftiş kurulunun “kadrosu tam” olmalıdır.

5) Görev ve işlemlerin denetlenmesi ve bu denetimin iyi bir şekilde yapılması için müfettişlerin “yetenekli elemanlardan se­çilmesi” gerekmektedir. Dolayısıyla müfet­tişler kamudaki en iyi yetişmiş ve kurumun bir anlamda kurmay heyetini oluşturan kişi­lerdir.

Sonuç olarak ifade etmek gerekirse, Atatürk’ün Mecliste yaptığı bu konuşma teftiş ve denetim hizmetlerine verdiği öne­mi kanıtlamaktadır. Bu tarihi konuşmadan alınacak çok dersler olduğu kanısındayım. Ülkemizin en eski ve köklü teftiş kurulla­rından biri olan Mülkiye Teftiş Kurulu 1921 yılında kaldırılmış, ancak çok geçmeden tek­rar açılmak zorunda kalmıştır. Dilerim 1921 yılındaki hata 90 yıl sonra tekrarlanmaz ve teftiş kurullarının kaldırılması düşüncesin­den bir an evvel vazgeçilir.

Comment Form