logo

Ömer YÜREKLİ / Denetim Haftasının Düşündürdükleri

30 Nisan 1919 Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ ün 9. Ordu  Birlikleri Müfettişliğine atandığı gün.  Mustafa Kemal,  Ulusal Kurtuluş Savaşını Müfettiş kimliğiyle  19 Mayıs 1919 tarihinde başlatmıştır. Önemine binaen Gazi Mustafa Kemal’ in 9. Ordu Müfettişliğine atandığı 30 Nisan gününün yer aldığı hafta, Devlet Denetim Elemanları Derneği Yönetim Kurulunun aldığı karar gereğince  “Denetim Haftası” olarak kutlanmaktadır.

Denetim haftası etkinlikleri 2002 yılından bu yana her yıl 30 Nisanın içinde yer aldığı haftada yapılmaktadır. Bu çerçevede tertip edilen  etkinlikler geleneksel hale gelmiştir.

“Denetim Haftası” etkinlikleri ile yönetenlerin ve toplumun denetimin önemine, demokrasi ve hukuk devleti için gerekliliğine dikkati çekilmektedir.

Bu yıl 30 Nisan 2014 tarihinde yapılan etkinlikler kapsamında “Türk Denetim Sisteminin Geleceği” konulu bir panel de düzenlendi.

Haftanın açılış konuşmasını yapan Devlet Denetim Elemanları Derneği Genel Başkanı Ali Alper Orkun, kamu denetim sisteminin işleyişindeki sorunları tespit ettikten sonra, hizmetin en iyisine layık olan insanımıza,  kaliteli  hizmet sunacak bir kamu yönetimine ve onu bu yönde denetleyip görevini kamilen yerine getirecek bir kamu denetim sistemine  ulaşmak için yapılması gerekenleri belirtti.

Panelden önce üç büyük siyasi partinin temsilcileri de birer konuşma yaptılar. Muhalefet partilerinin temsilcileri, Türkiye’ de denetim sisteminin gerektiği gibi işlemediğini iddia ettiler.

Panelde yapılan konuşmalarda; yolsuzlukla mücadele, denetim sisteminin sorunları, siyasal denetim sisteminin yapısı ve sorunları masaya yatırıldı. Panelistlerin açıklamalarından, Türkiye’ de yolsuzluk alanında etkin mücadele mekanizmalarının olmadığı, denetim sistemlerinin etkin çalıştırılamadığı, etkin denetimi engelleyen yapısal açmazların olduğu anlaşılıyordu.

Doğrusunu söylemek gerekirse  demokrasi  ile denetim arasında yüksek ilişkili  bir bağ bulunmaktadır. İleri demokrasilerde denetim de ileri düzeydedir. Olaya bir de bu zaviyeden bakmak gerekmektedir.

Demokratik hukuk devleti,  yönetilenlere hukuk güvenliği sağlayan devlet yapısı anlamına gelmektedir. Hukuk devletinde devlet yalnız kurallar koymaz, aynı zamanda koyduğu kurallara kendisi de uyar. İlave olarak, yürütmenin konulmuş kurallara uymasını sağlayacak denetimi yapan devlet şeklidir, hukuk devleti.

Demokratik hukuk devletinde yönetimin  her türlü eylem, işlem ve faaliyetlerinin hukuka uygunluğunu sağlamak için çeşitli denetim yolları bulunması gerekmektedir. Yönetimin  hukuk kurallarına bağlı olması, takdir yetkisini kamu yararı amacıyla kullanması,  kuralların dışına çıktığında  kendini yaptırım karşısında bulması  hukuk devleti ilkesinin zorunlu bir sonucudur. Bunun için modern hukuk devletlerinde, yönetimin hukuk kurallarına uymasını sağlamak ve uymaması halinde gereken yaptırımları uygulamak üzere çeşitli denetim yolları oluşturulmuştur.

Bu denetim mekanizmalarından en etkin olanlarından biri, idari denetim sistemi içerisinde yer alan teftiş kurullarının denetimidir. Teftiş kurullarının özellikle parlamenter rejimlerin ağırlıkta olduğu Kıta Avrupa’sında etkin olduğu görülmektedir. Bunun en önemli nedenlerinden biri, parlamenter rejimlerdeki meclis denetiminin görece zayıf olmasıdır. Siyasi denetim sürecindeki bu  görece zayıflık, idari denetim mekanizmaları daha etkin kurulmak  suretiyle  giderilmeye çalışılmıştır.

Devlet ve devleti idare edenler,  bireylere karşı fevkalade  güçlüdürler. Bu bakımdan bireye karşı devletin gücünün sınırlandırılması,  kişilerin temel hak ve özgürlüklerinin bu üstün güce karşı güvence altına alınması  için yönetimin etkin bir şekilde denetlenmesi gerekmektedir.

Bu noktada denetim alanındaki sorunlar insan hakları sorunları, hukuk devleti sorunları olarak görülmelidir.

Optimal düzeyde işleyen bir denetim mekanizmasının, devletin ve vatandaşların en büyük güvencesi olduğu söylenebilir.

Comment Form